GÜNCEL NORVEÇ SERGİLERİ: "Glowing Phalanges" / Sağ Elinin İzinden
Oslolu sanat kurumu Kunstnernes Hus 17 Şubat ve 16 Nisan 2023 tarihleri arasında Sudan doğumlu Norveçli sanatçı Ahmed Umar’ın “Glowing Phalanges” isimli sergisini ağırlıyor. İsmini “Parlak Falankslar” olarak dilimize aktarabileceğimiz serginin içeriği “dua etme” eylemi ve bu eylemin gerçekleştirilmesine yardımcı araçların varlığı ile kurgulanıyor. Bu kurgunun ortaya çıkmasına neden olan süreç ise sanatçının iki İslam mezhebinin farklı uygulamaları arasında gidip gelen çocukluğunda temelleniyor.
Ahmed Umar yaşamının en önemli yıllarını dolduran çocukluk dönemini Sudan ve Suudi Arabistan’da geçirmiş. Norveç’e yerleşmesinden yaklaşık on yıl kadar sonra kendini Norveçli bir sanatçı olarak tanıtabilmiş. Farklı kültürlerin içinde örülen yaşam deneyimleri nedeniyle Umar’ın üretimlerinde ana sorunsal konu kültürel değerler, gelenekler, kimlik ve din olguları arasındaki kesişimler olmuş. Söz konusu kesişimler ve ilgili sorunlara ek olarak yabancılaştırma ve özgürleşme kavramlarına yönelik üretimlerde de bulunmuş. Üretim sürecinde ise resim, heykel, seramik, grafik, fotoğraf ve performans gibi çok çeşitli medyumları kullanmış. Sanatçı, günün sonunda, çok farklı kültürleri ve yaklaşım izlerini içeren çok sesli birikimini kullandığı malzemelere ve sanatsal diline yansıtmış.
“Glowing Phalanges” ise Umar'ın inanç ve şüphe, özgürlük ve kısıtlama kavramları arasındaki kişisel yolculuğunu aktarıyor. Sanatçının ana vatanı olan Sudan’da tesbih ve muskalar bireylerin kendilerini kötülük vb. şeylerden korumak üzere kullandıkları nesneler olarak yer alıyor. Derin bir geleneğin parçası olan bu nesneler manevi bağlamda güç sembolleri sayılabilir. Bununla birlikte Suudi Arabistan-Mekke’de öğrenim gördüğü süre zarfında Umar’a sağ elini kullanarak dua etmenin de doğru bir yöntem olduğu tavsiye ediliyor. Buradaki inanca göre sağ elle dua etmenin Kıyamet Günü’nde ödüllendirileceği, dua eden elin parlayarak her yeri aydınlatacağı ifade ediliyor. Serginin ismi de bu anlatıdan ortaya çıkıyor. “Falanks” sözcüğü dilimizde parmak kemiklerine karşılık geliyor. Dua ederken içe bükülen ellere hareket veren kemikleri ifade eden “falanks” bu nedenle hem sergi isminde hem de serginin genelinde hatrı sayılır bir yer taşıyor.
Sergide her biri bireye özgü bir duaya karşılık gelen çeşitli malzeme ve biçimlerde 99 adet heykelsi dua etme aracı vb. obje yer alıyor. Bu heykeller, Umar'ın yıllar içinde topladığı, Afrika ve Asya ülkelerinde üretilen ticari hediyelik malzemelerden yapılmış. Genellikle stilize edilmiş insan ve hayvan figürleri olan hediyelik eşyalar, sert ağaç, kemik, diş, deri ve abanozdan üretilmiş. Bu eşyaların Avrupa’ya ithalatı ise genel olarak misyonerlik faaliyetleri ve turizmle ilişkili olmuş. Ancak bu eşyaların özellikle organik maddelerden üretilmiş olması nedeniyle doğal kaynakların tüketilmesine aracı oldukları ve belirli biçimsel yapıları nedeniyle zanaatkarların olası yaratıcı eylemlerini kısıtladığı düşünülmektedir. Söz konusu objelerin yanı sıra Umar sömürünün bir ifadesi olarak olarak Norveç'ten gelen bir ren geyiği boynuzunu ve Nordmøre bölgesinde yer alan Smøla adası yakınlarındaki okyanus tabanından çıkarılmış 60 yıllık bir balina iskeletini de bu sergiye dahil etmiş.
Sanatçı sergi için bir araya getirdiği tüm nesneleri yapı bozumu uğratmış ve her bir parçayı yeniden tamamlayarak ve bir bütün olacak şekilde çeşitli parçaları yeniden birleştirerek yeni objeler oluşturmuş. Umar bu yapı bozum ve yeniden yaratım sürecinde oluşturduğu yeni nesneleri parçalarının öykülerinden ve amaçlarından tamamen soyutlamadan kendi hikayesiyle ilişkilendirerek yeniden kurgulamış. Süreç sonunda her biri farklı bir yapıya sahip dokunsal ve duyusal nesneler ortaya çıkmış. Ancak bu nesneler özünde yatan dua etme eylemi kimliğinden tamamen de uzaklaştırılmamış. Bu durum ise nesnelerin sergilenme biçiminden anlaşılabilir.
Umar’ın Mekke’de yaşadığı öğreti deneyiminde kendisine, dua eden kulun sağ elinin Kıyamet Günü’nde parlayacağı deklare edilmişti. Sanatçı bu öğreti deneyiminden yola çıkarak her bir eseri sağ elinin farklı bir açısında duran alçı kopyası ile sergi mekanına yerleştirmiştir. Böylece nesnelerin her biri sağ el ile bir bütünlüğe ve kimliğe sahip olmaktadır. Bu ellerin çeşitli hareketleri dua ederken yapılan hareketlere benzer ve elin nasıl potansiyel olarak siyasi ve dini kontrole konu olabileceğinin altı çizer. Ancak özünde dua etme aracı olan nesnelerin dönüşümü ile birlikte bu eller aynı zamanda yaratıcı eylemi, bireyin karşı çıkabilme gücünü ve haliyle kendi kontrolünü elde edebilme yetisini göstermektedir.
Eserlerin önemli bir bölümü büyük bir salonda duvarları ortadan enine bölecek şekilde aşağı yukarı aynı çizgide yerleştirilmiştir. Arada bu düzenli sergilemeyi bozan biraz daha aşağıda yer alan eserler de bulunmaktadır. Ancak bu nizami dizim İslami gelenekte kullanılan tesbihe benzemekte, her bir eser de bir sağ elle birleşen tesbih boncuğunu anımsatmaktadır.
Sergide yer alan en dikkat çekici eser ise sergi alanı hollerinden birinde boydan boya iç tavana tutturulmuş kumaş yerleştirmedir. Tıpkı bir muskanın içine konulan beyaz bir sayfa üzerindeki bölmelere yerleştirilmiş küçük küçük harflerle sıralanan duaların/tılsımların bulunduğu metinlerle bezeli dikdörtgen örtü iç taraftan homojen bir aydınlatma ile sunularak oldukça enterasan bir görüntü yaratmıştır. Bir başka dikkat çeken unsur ise bu eserin de bir iple arka duvara yerleştirilmiş alçı bir sağ el ile buluşmuş olmasıdır.
“Glowing Phalanges” sergisinin, teması ve sunduğu eserlerle, yer aldığı coğrafya açısından son derece ilgi çekici ve merak uyandırıcı bir karaktere sahip olduğu anlaşılabilir. Bu sergi, aynı zamanda, sanatçının daha önce Bergen'deki KRAFT, Sandefjord Sanat Derneği ve Vestfossen Kunstlaboratorium'da sergilediği ve geliştirmeye devam ettiği projesi "Yasak Dualar”ın devamı özelliğini taşımaktadır. Umar bu proje kapsamında toplam 1000 heykelsi tesbih yapmayı planlamaktadır. Elbette bu gelişen projenin ve bu farklı serginin ardında hem doğulu hem de batılı kültürleri deneyimleyen, bu kültürlerin verilerini ve anlatılarını kendi potasında eritebilen ve incelikli biçimlerde aktarabilmenin yollarını keşfetmiş bir sanatçı bulunmaktadır.
Sudan doğumlu Ahmed Umar (d. 1988) Oslo’da yaşayan ve disiplinler arası üretimlerde bulunan genç bir sanatçı. Güzel sanatlar yüksek lisans derecesini 2016 yılında Oslo Ulusal Sanat Akademisi'nden almış. Yapıtları Norveç'te çeşitli kurumlarda sergilenmiş ve 22. Sidney Bienali'ne katılmış. Bugün Umar'ın eserleri Norveç'te Ulusal Müze, Drammens Müzesi ve Oslo Şehri Sanat Koleksiyonu'nun kalıcı koleksiyonlarında yer alır. 2023'te, Kunstnernes Hus'taki bu kişisel sergiye ek olarak, Lorck Schive Sanat Ödülü adaylığıyla bağlantılı olarak Umar'ın çalışmalarının Trondheim Sanat Müzesi'nde de sergilenmesi planlanıyor.
Komentáře